leke ve akne tedavİSİ

Akne (Sivilce) ve Akne İzlerine Yönelik Tedaviler

Akne (sivilce) ağırlıklı olarak yüz, boyun, göğüs, sırt, omuz ve üst kollarda görülen, yağ kanallarını tutan bir hastalıktır. En sık ergenlik çağında görülmekle birlikte 20’li yaşlarda ve hatta 40’lı yaşlara kadar devam edebilir. Tedavi edilmeyen akneler skar denilen kalıcı, ciddi izler bırakabilir. Ayrıca bu akne izlerinin görünümü kişinin özgüvenini etkileyerek, psikolojik olarak kişide hoşnutsuzluk yaratabilir. Dolayısıyla aknelerin henüz aktifken bir dermatolog tarafından tedavi edilmesi uygundur. İzlerin oluşmuş olması durumunda ise yüksek teknoloji lazerler ile tedavi yoluna gidilmektedir.

AKNE TEDAVİSİ : Akne, foliküler kanalda tıkanmaya bağlı olarak gelişen bir cilt hastalığıdır. Akne en sık ergenlik çağında görülmekle beraber; bebeklikten yaşlılığa kadar her yaşta ortaya çıkabilir. Akne kişileri psikolojik olarak kötü etkilediğinden, neredeyse cilt hastalıklarından en sık başvuru yapılanlarından birisidir.En sık yüz bölgesinde görülür.Yüzde de alın ve yanaklarda daha yoğundur.İkinci olarak sırt ve göğüs bölgesinde gözlenir.

Aknenin sebepleri: . Kalıtsal yatkınlık . Hormonal dengesizlik . Aşırı yağlı deri yapısı . Stres . Kullanılan bazı ilaçlar . Yüze yoğun sürülen kapatıcı ya da kremler . Kadınlarda polikistik over sendromu denilen; saç dökülmesi, kıllanma artışı ile beraber aknenin görüldüğü hormon bozukluğu . İçsel ve dışsal diğer nedenler

Bu faktörler sonucunda derimizde temel olarak 4 mekanizma harekete geçerek akne lezyonlarının çıkmasına neden olur:
1. Sebase bezlerde fazla yağ üretimi: Burada temel rol oynayan faktör hormon dengesizliğidir. Testesteron hormonundan dönüşen dihidrotestesteron hormonunun uyarısı ile yağ bezlerinden aşırı yağ üretimi gerçekleşir. Ayrıca artan stres ile birlikte substans P adlı bir madde salınır. Ve bu madde de yağ bezlerindeki üretimi arttırır. Bu da neden stres ile akne lezyonlarının arttığını açıklar. Ayrıca yüksek kolesterol ve serbest yağ asidi miktarı da; yağ hücrelerini uyarmaktadır.
2. Kıl foliküllerinde tıkanma: Hormonal faktörler ile kıl folikül yapısı bozularak tıkanıklıklar oluşmakta, buna bağlı olarak da beyaz(kapalı) ve siyah(açık) noktalar (komedonlar) oluşmaktadır.
3. Propionibacterium acnes çoğalması: Propioniumbacterium acnes adındaki bakterinin çoğalması ile deride inflamasyon dediğimiz reaksiyon oluşmakta ve buna bağlı akne lezyonları artmaktadır.
4. İnflamasyon: İnflamasyon sadece akne çıkan alanlarda değil, tüm deride oluştuğundan; akneyi tedavi ederken kremlerin sadece aknelerin üzerine değil, tüm yüze sürülmesi önerilmektedir.


Aknede tipik lezyonlar Aknenin tipik lezyonları ile aknenin tiplendirilmesi yapılır.Bu sayede hangi tedavinin kullanılacağı da belirlenir. Tipik lezyonlar şunlardır:
Beyaz ve siyah noktalar (kapalı ve açık komedonlar), Papüller ( kırmızı kabartılar), Püstüller (iltihaplı sarı kabartılar), Nodüller (ağrılı, sert büyük kabartılar)
Kistler ( içi dolu yumuşak kabartılar), Skarlar (akne izleri).


Aknenin tipleri

Komedonal akne: Açık ve kapalı komedonlar özellikle yüzde ve burun kenarlarında yoğun olarak görülür. Genellikle ergenlik çağında ve çok yağlı derisi olan kişilerde daha sık rastlanır. İnflamatuar akne: Papül, püstül ve daha az olarak komedonlar vardır. Nodülokistik akne: Komedonlar, papül ve püstüller ile nodüller vardır. Bu tip aknede iz kalma riski mevcuttur.

Aknenin Tedavisi
Yiyeceklerin ( kuruyemiş, yağlı yiyecekler, gazlı içecekler vs..) akneyi arttırdığı bilimsel olarak kanıtlanamamıştır. Ancak eğer bu gıdaları yediğinde kişide akne lezyonlarının arttığı gözlendiyse, bu gıdalardan uzak durulmalıdır. Yüz temizlenmesine özen gösterilmelidir.Evde yıkama ürünü olarak yağ bazlı ürünlerden kaçınılmalıdır.Günde ikiden fazla yüz bu ürünlerle yüz yıkanmamalıdır. Siyah noktalar kişinin kendi tarafından sıkılmamalıdır.Bilinçsizce sıkılan siyah noktalar sonradan kırmızı kabarık akneye dönüşebilir.Mutlaka eğitimli bir uzman tarafından cilt bakımı yaptırılmalıdır. Aşırı makyaj yapılması ve yoğun kapatıcılar kullanılmasından kaçınılmalıdır.Yine yağ bazlı makyaj malzemelerinden kaçınılmalıdır. Akne tedavisi uzun bir süreçtir. Tedavi ortalama üç ila altı ay sürmekle beraber; akne tamamen iyileştikten sonra bile cilt bakımı düzenli olarak yapılmalıdır.


Krem tedavisi
Tedavi amacıyla verilen kremler sadece sivilcelerin üzerine değil; tüm yüze sürülmelidir. Çoğu tedavi edici krem deride kuruluk ve tahriş yapar. Bu nedenle ilk uygulama günlerinde krem deride kısa bir süre tutulmalı ve giderek bu süre uzatılmalıdır. Tedavi amacıyla kullanılan kremlerin içerikleri şöyle sıralanabilir: Retinoik asit içeren kremler: Özellikle siyah ve beyaz nokta tedavisinde etkilidir. Benzoil peroksit içeren kremler: Siyah ve beyaz noktalarla beraber, kırmızı kabarık lezyonlarda da etkilidir. Antibiyotik içeren kremler: Özellikle sarı iltihaplı kabarıklıklarda etkilidir. Azelaik asit içeren kremler: Siyah, beyaz nokta ve kızarık kabarıklıklarda etkilidir. Karma tedavi: Birkaç krem ile bir arada tedavi yapılabilir.

Antibiyotik tedavisi
Siyah ve beyaz nokta tedavisinde etkili değildir.Hafif kabarık lezyonlarda kullanılması gerekmez.Yoğun kızarık kabarıklıklar ve sarı iltihaplı kabarık akne tedavisinde birinci seçenek olarak tercih edilir. Kullanılan bazı antibiyotikler şunlardır:
Tetrasiklin, Doksisiklin, Eritromisin, Klindamisin, Kotrimoksazol

.
Hormonal tedavi
Özellikle polikistik over sendromu denilen hormonal bozukluk tespit edilmiş kişilerin akne tedavisinde kullanılır.


Oral isotretinoin tedavisi
Çok ileri aknede ya da diğer tüm tedavilere yanıt vermeyen akne tedavisinde kullanılır.Bazı yan etkileri vardır.Gebelikte kesinlikle kullanılmaz. Deride, göz ve kulakta aşırı kuruluğa neden olur. Eklem ve kas ağrıları yapabilir.Karaciğer enzimlerinde yükselmeye neden olabilir ve psikolojik problemlere neden olabilir.Bu nedenle bu tedavi doktor kontrolü dışında kesinlikle kullanılmamalıdır.


Diğer tedavi seçenekleri
Akne lezyonlarının ilaçla tedavisine destek olma amacıyla ya da ilaç tedavisinden sonra idame tedavisi olarak kullanılan ve ancak klinik şartlarında uygulanan tedavi yöntemleri de mevcuttur.Bu tedavi yöntemleri ile aknenin iyileşme süreci hızlandırılarak hastanın konforu arttırılabilir.


Komedon ekstraksiyonu
Siyah ve beyaz nokta ağırlıklı aknesi olanlarda bu noktaların profesyonel olarak temizlenmesidir.Kişilerin kendisi bu noktaları sıktığında akne artabilmekte ya da iz kalabilmektedir.Bu nedenle bu işlemin mutlaka klinik şartlarında, eğitimli kişiler tarafından yapılması gerekmektedir.


Lezyon içi steroid enjeksiyonu
Özellikle nodul ve kist ağırlıklı aknesi olan kişilerde, bu lezyonların içine steroid enjeksiyonu yapılarak kısa süreli iyileşme sağlanabilir.Bu tedavi kesinlikle tek başına yapılmayıp mutlaka diğer tedavilerle kombine edilmelidir.


Kimyasal Peeling tedavisi
Akne lezyonlarının tipine göre seçilecek meyve asitleri ile akne başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
Siyah ve beyaz nokta ağırlıklı aknede salisilik asit içeren peeling ürünleri tercih edilirken; kırmızı ve sarı kabarıklıklarda glikolik asit ile beraber, pürivik asit ve laktik asit içeren ürünler kullanılabilir. Kimyasal peeling tedavisi yoğun programda haftada bir; standart programda ise iki haftada bir olmak üzere en az 4 seans uygulama şeklinde yapılır.


Lazer tedavisi
Aktif akne lezyonu olan kişilerde lazer kombinasyon tedavisi olarak tercih edilebilir.
Bu amaçla en sık kullanılan lazer Q-Switch Nd-YAG lazerdir. Sıklıkla evde uygulanan ilaç tedavisi ile beraber uygulanmakla beraber 2 haftada 1, 4 ila 8 seans önerilir.


AKNE İZLERİ VE TEDAVİSİ
Akne izleri
Maküller ve skarlar olarak iki çeşit akne izi mevcuttur.
Maküller: Bunlar deriyle aynı seviyede olan izler olup, sadece daha kırmızı ya da koyu renk olmak üzere renk değişikliği şeklinde gözlenirler.Özellikle sıkılan aknelerin yerinde koyu renk iz olarak kalabilir.Bu izler çok uzun sürede geçmekle beraber, tedavisiz bırakıldıklarında kalıcı dahi olabilirler.
Skatrisler: Atrofik (çukur) ya da hipertrofik (kabarık) izler olabilirler.En sık çukur izlere rastlanır.

Akne izlerinin tedavisi
İz tedavisinin başarısı izlerin derinliği ve yoğunluğuyla orantılı olarak değişkenlik gösterir. Akne izlerinin tedavisinde kullanılan temel tedavi yöntemleri şunlardır:

. Kimyasal peeling:
Çeşitli meyve asitleri kullanılarak yapılan tedavi şeklidir.Meyve asitleri deri proteinleriyle etkileşir ve bu sayede en üstteki ölü deri tabakasında ayrışma yaparak, deri üzerindeki düzensiz görüntünün ortadan kalkmasına neden olur.
Yüzeyel özellikteki peelingler ile hafif akne izlerinin yanında aktif olan akne lezyonları ile siyah ve beyaz noktalar da tedavi edilir.Aynı zamanda gözeneklerde de sıkılaşma sağlanır.
Orta derinlikte yapılan kimyasal soyma işlemi ise daha derin izlerde etkilidir.
Kimyasal peeling yaz aylarında yapılmaz.Bu tedavi yapılan kişilerin çok dikkatli olarak güneş koruyucu ajanları kullanmaları önerilir.Yan etki olarak kızarma, tahriş, güneş koruyucu kullanılmadığı takdirde lekelenme sayılabilir.

. Dermaroller tedavisi:
Üzerinde en az 192 adet mikroiğnecik olan tekerlek ya da dikdörtgen şeklindeki mini tedavi cihazlarıdır. Bu küçük iğnelerin boyları 0.5 mm ile 2.0 mm arasında değişiklik gösterir.İğnelerin uzunluğu arttıkça etki ettikleri derinlik de artar. Bu iğneler ile deride açılan mikrokanallar sayesinde kan dolaşımı artar, beraberinde kullanılan tedavi edici ürünlerin emilimi 200 kat artar ve deride yapmış olduğu hasar ile yara iyileşme sürecini başlatarak yeni bağ doku sentezinin oluşmasını sağlar. Oldukça basit ancak çok etkili olan bir yöntemdir.Yan etki olarak hafif kızarıklık ve morarmanın dışında önemli bir yan etki beklenmez.


.Mikrodermabrazyon:
Derinin yüksek basınçla hareket eden kristallerle soyulmasıdır. Bu kristaller deride hasar oluşturarak yeni kollajen sentezinin de uyarılmasını sağlar. Ayda bir en 2 ila 4 seans olmak üzere uygulandığında yüzeyel akne izlerinde başarılı sonuçlar elde edilir. Ancak sıklıkla kombinasyon tedavisi olarak kullanılır.
Yan etki olarak birkaç gün devam eden kızarıklık ile güneşten korunulmazsa lekelenme sayılabilir.


. PRP tedavisi:
Trombositten zengin plazma anlamına gelen PRP tedavisi özellikle lekelenme şeklinde olan maküler izlerde etkilidir.Daha derin izlerde dermaroller ya da lazer tedavisi ile kombine kullanılması tercih edilir.Bu tedaviyle kişinin kendisinden alınan kanın plazma kısmı ayrıştırılır.Bu plazma özel tüplere alınır.Tüplerdeki aktifleyiciler sayesinde plazmadaki trombositler uyarılır. Uyarılan trombositlerden salınan doku faktörleri deriye iğneleme ya da maske yöntemiyle uygulandığında; kök hücreleri uyararak yeni hücre sentezi yapar ve bu sayede çok daha düzgün bir deri oluşmaya başlar. Yan etki olarak, iğne ile uygulandığından kanama ve morarma dışında bir yan etki beklenmez. Kişinin kendisinden alınan kan kullanıldığından allerji riski yoktur.


.Lazer tedavisi:
Lazer tedavisi iki yolla akne izi tedavisinde etkili olur: Deri yüzeyini hasarlayarak yeniden yapılanmayı uyarır ve kollajen sentezini arttırarak daha sağlam bir bağ doku oluşumuna yardımcı olur.


Deride yara oluşturmadan akne izlerinde etkili olan lazerler: Q-Switch Nd-YAG lazer: Özellikle lekelenme şeklinde olan ve çok derin olmayan izlerde etkilidir. Ayrıca aktif olan akne lezyonlarında da tedavi edici özelliği bulunmaktadır. İki haftada bir olmak üzere ortalama 4-8 seans sonunda akne izlerinde belirgin iyileşme olur. Tedavi sonrasında kızarıklık dışında herhangi bir reaksiyon beklenmez. Fraksiyonel lazer: Lekelenme şeklinde olan akne izlerinin yanında derinliği fazla olan akne izlerinde de etkili olan güçlü bir lazerdir. Deride akne izlerine neden olan düzensiz hücre gruplarında ısı yoluyla hasarlanmaya neden olarak yeni ve düzenli hücre sentezini uyarmanın yanında; kollajen sentezini arttırarak deride sıkılaşma yapar. Bu sıkılaşma sayesinde izler daha az görünür hale gelir. 2 haftada bir en az 4 seans önerilmektedir. Tedavi sonrasında kızarıklık ve şişlik olmakla beraber bu etkiler en fazla iki gün içerisinde geriler. Deride soyulma yapmadığından kişi günlük aktivitelerine devam edebilir.


. Radyofrekans tedavisi:
Çok derin izleri olan kişilerde lazer tedavisi öncesinde radyofrekans tedavisi ile derinin sıkılığının arttırılması; tedavi başarısını arttırır.Radyofrekans dalgaları, deri altı bağ dokusunda ısı artışı yapar.Bu ısı artışı yoluyla bağ dokumuzu oluşturan kollajen sentezi artarak çok daha sıkı bir deri oluşur.Kollajen sentezi ortalama 6 ay süren uzun bir süreçtir.Bu sürede yapılacak lazer ya da diğer akne tedavileri ile; çok daha başarılı sonuçlar elde edilebilir.


Radyofrekans tedavisi 1 seans olarak yapılmakla beraber yan etki olarak hafif bir kızarıklık dışında bir reaksiyon beklenmez. Kişi gündelik aktivitelerine devam edebilir.


. Dolgu enjeksiyonu:
Özellikle orta ve derin izlerin altını doldurma yöntemi ile izlerde azalma sağlanabilir.Bu tedavi tek başına yapılmasından ziyade kombinasyon şeklinde yapıldığında daha etkilidir.Dolgu maddesi olarak hyalüronik asit kullanılmakla beraber otolog yağ ile yapılan dolgulama en etkililerinden biridir.